|
TÜRKÝYE CUMHURÝYETÝ ORDUSU SURÝYE’DEN DEFOL! |
(Bu yazýdan önce, görece ayrýntýlý bir analiz için, bu sitede yayýmlanan 5 Mart 2016 tarihli “ORTADOÐU’DA EMPERYALÝST YENÝDEN-PAYLAÞIM SAVAÞI VE KOMÜNÝST-DEVRÝMCÝ TUTUM” baþlýklý yazýmýn okunmasýný salýk veririm.)
Türkiye Cumhuriyeti (TC) tarafýndan, gerek Amerika Birleþik Devletleri (ABD)’nin gerekse Rusya’nýn “izin” vermesi üzerine, yapýlan “Barýþ Pýnarý Harekâtý” adý verilen saldýrganlýk ve iþgal harekâtý sürüyor. ABD ve Rusya Federasyonu ve dolaylý olarak Baas rejimi hükümetleri ile politik Ýslamcý Erdoðan hükümeti arasýnda yapýlan anlaþmalar nedeniyle Suriye’nin içinde bulunduðu durum daha da karmaþýklaþtý. Suriye fiilen birkaç askeri ve politik nüfuz bölgesine bölünmüþ bir coðrafyadýr. Çok sayýda iç ve dýþ politik ve askeri oyunculu bir coðrafya. Suriye’de var olan durum çok yönlü ve çok etmenli kapsamlý ve ayrýntýlý yeni bir politik ve askeri analizin konusu olmalýdýr ama þimdilik genel çizgileriyle bir durum saptamasý yaparak tutumumu açýklamakla yetineceðim.
Üçüncü emperyalist küresel yeniden paylaþým savaþýna hazýrlýk Çeþitli yazýlarýmda yýllardýr vurgulaya geldiðim gibi, büyük emperyalist þirketler ve onlarýn toplumun hemen her alanýnda temsilcileri olan emperyalist devletlerin yaný sýra bu þirketlerin ve devletlerin her ülkedeki iþbirlikçileri olan þirketler ve devletler dünyanýn yeniden paylaþýmý için hazýrlanýyorlar. Tekil ülkelerde ve bölgelerde yapýlan askeri darbeler, kýþkýrtýlan gerici iç savaþlar, bölgesel savaþlar ve dýþ politik ve askeri karýþmalar böylesi bir hazýrlýk sürecinin biçimleridirler. Petrol ve doðal gaz kaynaklarýnýn ve bunlarýn ulaþým yollarýnýn yaný sýra su kaynaklarýnýn da denetim altýna alýnmasý, özellikle savaþ sanayi þirketlerinin pazar gereksinimlerinin karþýlanmasý, Siyonist Ýsrail devletinin savunulmasý bakýmýndan “Ortadoðu” denilen coðrafyanýn ne denli bir önem taþýdýðýný en azýndan 20.Yüzyýlýn baþýndan bu yana yaþanan olaylar göstermeye yeter.
Suriye’de süren askeri ve politik rekabet, dýþ saldýrganlýk ve iç savaþ böylesi bir kapitalist-emperyalist savaþýmýn öðeleri olarak görülmelidir. ABD emperyalizmi ve emperyalist Rusya Federasyonu bu savaþýmýn baþoyunculardýr. Avrupa Birliði (AB) gibi emperyalist örgütlenmeler ve TC, Ýran, Siyonist Ýsrail devleti ve Baas rejimi gibi bölgesel güçler “karakter” oyunculardýr. Vurgulayarak geçeyim: Suriye’nin içinde bulunduðu durumu, diðer þeylerin yaný sýra, özel olarak ABD emperyalizminin geniþletilmiþ Ortadoðu inisiyatifi (1) çerçevesinde de irdelemek gerekir.
Kürt ulusal hareketi devletlerarasý bir karakter taþýr Her (parçalanmýþ) ulus, hareketi ister tekil bir devletin sýnýrlarý içinde kalsýn, isterse bu devletin sýnýrlarýný aþsýn kendi politik yazgýsýný belirleme hakkýna sahiptir. Kürt ulusal sorunu devletlerarasý bir karakter taþýr. Bu nedenledir ki, Kuzey Suriye’deki Kürt hareketi, Kürtler Suriye devleti içinde henüz bir ulus kimliði kazanmamýþ olmakla birlikte, bir ulusal hareket olarak görülmelidir.
Ezilen/sömürge uluslarýn/halklarýn hareketlerinin/örgütlerinin kurtuluþ savaþýmlarýnda þu ya da bu gerici ve emperyalist güçle uzlaþýcý bir politik strateji izlemeleri komünist-devrimci bakýþ açýsýndan anlaþýlabilir. Ulusal hareketlerden, onlarýn arasýnda sosyalist olduklarýný savlayanlar olsa bile, Marksist-Leninist (komünist-devrimci) tutum takýnmalarý beklenemez. Ama uzlaþýcý bir politik strateji izlemekle emperyalist politikanýn aleti olma durumu arasýnda da ayrým yapýlmalýdýr. Kendi politik yazgýsýný belirleme hakkýný kullanmasý sürecinde bir ulusal hareketin ya da bu hareketin bir parçasýnýn emperyalizmin politikasýnýn bir aleti olmasý komünist-devrimci bakýþ açýsýndan kabul edilemez.
Emperyalizm satar Partiya Yekîtiya Demokratik (PYD, Demokratik Birlik Partisi) Kuzey Suriye’de ya da Güney-Batý Kürdistan’da Kürt etnik kimliði temeline dayanan politik bir yapý kurma politikasý izleye geldi. Suriye sýnýrlarý içinde yaþayan Kürtlerin kendi politik geleceklerini belirleme hakký ilkesini savunan biri olarak, Kobani (Ayn el Arab) direniþini izleyen yýllarda PYD’nin politik çizgisinde ve ittifak politikasýnda desteklenmesi olanaksýz olan deðiþiklikler olduðunu saptadým. PYD’nin Kobani dönemindeki politik çizgisi ve politik ve askeri pratiði geçmiþte kaldý. Kobani direniþinden sonra, diðer þeylerin yaný sýra, PYD-ABD iliþkileri de deðiþti. Sahip olduðum bilgiler çerçevesinde saptýyorum ki, ABD tarafýndan PYD’ye verilen sýnýrlý sayýlabilecek politik ve askeri desteðin yerini politik ve askeri iþbirliði ya da baðlaþýklýk iliþkisi aldý. “Rojava devrimi” yerini ABD emperyalizmiyle iþbirliðine ve “Rojava reformu”na býraktý.
ABD emperyalizmi, para ve askeri eðitimin yaný sýra, silah baþta olmak üzere, askeri araç ve gereç bakýmýndan desteklediði PYD’yi kendi emperyalist çýkarlar gereði yüzüstü býraktý. Kürt halký bir kez daha emperyalist ve gerici devletlerin ve onlarla iþbirliði yapan temsilcilerinin tüccarvari politikalarýnýn maðduru oldu! PYD, TC’nin iþgal harekâtý ve ABD ve Rusya Federasyonu’nun TC ile yaptýklarý anlaþmalar nedeniyle Kobani direniþinden bu yana elde ettiði “Rojava devrimi”nin kazanýmlarýný þimdilik büyük ölçüde yitirdi. “Þimdilik” sözcüðünü kullanýyorum çünkü Partiya Karkerén Kurdistan (PKK)’nýn ve PYD’nin ulusal reformcu politik çizgiyi býrakýp ulusal devrimci bir politik çizgi izlemeleri durumunda yitirilen birçok kazaným geri kazanýlabilir. Ne var ki, PKK’nýn 1990’lý yýllarýn baþlarýnda Kuzey Kürdistan’da ulusal devrimci çizgiyi terk edip ulusal-reformcu çizgiyi uygulamaya baþlamasýndan bu yana geçen yýllar böylesi bir politika deðiþikliðin gerçekleþebileceði konusunda ümit verici deðil.
Yazýyý giriþte okunmasýný önerdiðim yazýdan iki paragrafla bitiriyorum:
“Savaþa ve gerici iç savaþ (2) tehlikesine karþý tutum ve görevler Veriler, belirleyici kara savaþlarý olmaksýzýn Suriye’de süren savaþýn kýsa sürede sona erme olasýlýðý olmadýðýna iþaret ediyor. Bölgesel emperyalist yeniden-paylaþým savaþýna militanca karþý çýkan komünist-devrimciler, TC’nin de dolaysýz olarak taraf olacaðý olasý bir kara savaþýnýn çýkmasýný önleme politikasý izlerler. Var olan savaþ-karþýtý eylemlere devrimci bir karakter kazandýrmaya çalýþmak da komünist hareketi oluþturan komünist örgütlerin, çevrelerin ve bireylerin görevleri arasýndadýr. Bu amaçla, dünya ölçeðinde ve bölge devletlerindeki, özellikle savaþý yürüten devletlerdeki, komünist-devrimcilerle, savaþ-karþýtý olan bütün ilerici güçlerle iliþki kurarak, var olan iliþkileri saðlamlaþtýrarak, savaþ-karþýtý savaþýmýn uluslararasý karakterini güçlendirmeye çalýþýrlar.
TC’nin dolaysýz olarak taraf olacaðý bir kara savaþýnýn önlenememesi durumunda, komünist-devrimciler ‘kendi’ devletlerinin de öznesi olduðu gerici savaþý, kapitalist Türk devletinin yenilgisini ve yýkýlmasýný amaçlayan devrimci bir iç savaþa dönüþtürme politikasý uygularlar. Bu savaþ TC devletinin sýnýrlarý içinde sürüyor olsa bile. Yurt savunmasý adý altýnda, gerici-emperyalist bir savaþta gerici TC’nin desteklenmesi kabul edilemez. Savaþýn hangi devletin sýnýrlarý içinde sürdüðü, ordularýn nerede bulunduklarý ikincil bir sorundur. Sorunun özü, savaþý hangi sýnýflarýn ve devletlerin hangi sýnýfsal çýkarlar, amaçlar ve politikalar için yaptýklarýdýr. (3) Olasý bir kara savaþýnýn Türkiye ve Kuzey-Kürdistan’a yayýlmasý durumunda, komünist-devrimciler, emperyalist-gerici saldýrganlýða karþý yurt savunmasý görevini üstlenirler ve savaþý anti-emperyalist devrimci savaþa dönüþtürme politikasýný uygulamayý sürdürürler.”
KÜRDARA AZADÝ!
AZADÝYA MÝLLETAN YEK BUNA HELKAN!
KAHROLSUN EMPERYALÝZM VE SÖMÜRGECÝLÝK!
A.H.Yalaz 23 Ekim 2019
-------------------
(1) Geniþletilmiþ Ortadoðu Ýnisiyatifi (GOÝ) konusunda ayrýntýlý bilgi ve analiz için, Ekim 2004 ve Þubat 2005 tarihlerini taþýyan “BÝR EMPERYALÝST YENÝDEN YAPILANDIRMA PROJESÝ: GENÝÞ ORTADOÐU ÝNÝSÝYATÝFÝ ” baþlýklý yazýlarýmýn okunmasýný öneririm.
(2) ‘Kuzey-Kürdistan’da TC Sömürgeciliðine Karþý Direniþ Savaþ’ý ’ baþlýklý yazýda yazdýðým gibi “ Kuzey-Kürdistan’da süren ve temel olarak bir kent savaþý özelliði taþýyan savaþ, klasik anlamda bir iç savaþ deðildir. Bu savaþ, TC açýsýndan bir sömürge savaþý niteliði taþýrken, Kürt ulusu ve Kürt ulusal hareketi açýsýndan sömürgeci boyunduruða karþý ulusal direniþ savaþýdýr.”
Genel olarak ulusal soruna, özel olarak Kürt ulusal sorununa iliþkin görüþlerim hakkýnda ayrýntýlý bilgi edinmek için, yukarýda gönderme yapýlan yazýnýn yaný sýra, bu sitedeki (www.bilimselsosyalizm.net) “Ulusal Sorun ve Komünist Örgütlenme ” baþlýklý kitapçýða ek olarak, ‘Sömürgeci Türk Devleti Kürdistan’dan Defol! ’ ve “Kürt ulusunun kendi politik kaderini tayin hakký ve ‘barýþ süreci ’” baþlýklý yazýlarýn okunmasýný öneririm.
(3) Savaþ ne zaman yurt savunmasý için yürütülen bir savaþtýr, ne zaman gerici bir savaþtýr? TC’nin bir kara savaþýna dolaysýz olarak katýlma riskinin var olduðu verili durumda sorulmasý ve yanýtlanmasý gereken temel soru savaþý hangi sýnýflar, devletler vb. hangi amaçlar için yapýyorlar sorusudur. Örneðin, büyük bir askeri baþarý olarak kabul edilen Çanakkale Savaþý, kendini ‘sol’ olarak tanýmlayan çevrelerde bile sanýldýðýnýn tersine, Osmanlý Ýmparatorluðu için bir yurt savunmasý deðil, emperyalist-gerici bir savaþtý. Neden mi? Çünkü Osmanlý Ýmparatorluðu Birinci Emperyalist Yeniden Paylaþým savaþýný yürüten iki emperyalist ittifaktan biri içinde yer alýyordu. Çanakkale Savaþý bu emperyalist yeniden paylaþým savaþýnýn bir evresiydi. Vurgulamayalým ki, yurt savunmasý üzerine komünist tutum ayrýntýlý olarak ele alýnmasý gereken teorik bir sorundur da.
|
|
|